Ikinci paragrafin icin konusuyorum, ben de oyleyim.
Ama adim adim gitmeye karar verdim. Bi gun uyanil zink diye diyete baslayinca olmuyor, onu farkettim. Ufak ufak seyler yapiyorum. Mesela aksam 7den sonra yemicem dedim onumuzdeki 2 hafta. Normal yiyorum ama 7den sonra yemiyorum. Buna alisinca atiyorum "haftada sadece 2 kez tatli yicem" ya da "haftada sadece 2 kez karbonhidratli ogun yicem" vb gibi devan etmeyi dusunuyorum.

Atiyorum 2 hafta icinde 7den sonra yememeye alisamadiysam 3 haftaya uzaticam gerekirse.

One step at a time, bodoslama dalinca olmuyor. Verip aliyorum.

kuehles +1

ben daha fazla yiyebilmek için spor yapıyorum. sonra o sporun sağladığı endorfinle "la o kadar çalıştık boşa gitmesin bari" diye daha sağlıklı tercihler yapıyorum. dün mesela canım deli gibi dondurma çekti ama yemeksepetinde mevcut dondurmacıları beğenmediğimden yemedim. zaten uzun süredir market ürünü tüketmiyorum (tiksindirdim kendimi)

salonda da istediğini yap, en çok ne yapmaktan hoşlanıyorsan onu yap. çünkü koşmayı sevmiyorsan ve biz sana koş dersek 2 kere yapar üçüncüde kaytarırsın. her türlü egzersiz sıfır egzersizden iyidir

öğünlerini çok az küçültüp yavaş yavaş kilo vermek daha kolay sanki?

Bisiklet veya eliptik bisiklet diyorum. Fazla kilo mevcut ve bacak kasları iyi değilse direkt koşu ile başlama, dizlerde sorun olabilir. Tempolu yürüyüş de yapılabilir. Salonda trainer varsa bir de onlara danış derim.

angelus'un sanirim eksi'de entryleri vardi 20 dakika kosmak yeterli onemli olan metabolizmayi hizlandirmak tarzinda, bunlari okuyabilirsiniz. bence 20 dakika kosu/eliptik bisiklet 20 dakika diger seyler daha mantikli ancak fitikli oldugunuz icin doktora sormakta fayda var herhalde. ayrica instagram'da alexjeanfitness diye bir kadin var, onun programi var 20 dolarlik - yine bu tarz ucretsiz programlar vardir eminim internette - o tarz bir program alip yapabilirsiniz ki bence cok faydali gercekten, gittigim bir spor salonu bu tarz program yaptiriyordu ve 1 ay sonunda cok fark etmisti. bir de sabirli olmak gerek.

eski şişmanlardan kim kaldı diyerek lafa giriyorum. düzenli olarak sadece koşuyorum haftada en az 5 gün 25 dk civarı oluyor, ayrıca 15dk önce 15 dk sonra olmak üzere yürüyorum spor sırasında yani kabaca bir saatimi ayırıyorum, kilom sabitlendi gibi. hatta bazı nedenlerden yaklaşık bir buçuk haftadır -normalde huyum olmamasına rağmen- sürekli ekmek arası şeyler yemek durumundaydım, bugün tartıya çıkabildim bu süre içerisinde o da ne?! zayıflamışım, nasıl oldu ben de anlamadım. normalde kilo alma eğiliminde bir er kişiyim.

edindiğim tecrübe ise " ne yaparsan yap, düzenli yap" artık koşmak benim için, kahve içmek, arkadaşlarla dışarıya çıkmak gibi bir şey, rutinim haline geldi, pek de severim keratayı belki de ondandır.

O terle öğleden sonra rahat edebilecekmisin?

Teşekkürler tüm öneriler ve bilgiler için.

@turkuaz Spor salonunun duşu var.

@krem annemler gittiler, tatlisi disinda iyle aman aman degil dediler. Bir de pek "fine" degil baya esnaf stayla

asitane var, kariye muzesinin yaninda.

Gercek osmanli saray yemekleri yapiyor, servis vb de iyi. Bence orasini fine dining e dahil edebilirim.

bir de gitmedigim ama methini duydugum mikla var.

Mehmet Gürs'ün restoranı Mikla epey iddialı bence. Anadolu etnik yemekleriyle İskandinav teknikleri falan, gayet başarılı bir fusion mutfağı var ilgilenirseniz.

Changa'ya giden var mi?

tom's kitchen baya happy moons tarzı bir yer, fine dining'le alakası yok. Fine dining için; mikla+1 , çırağan içerisindeki tuğra restoran, kız kulesi (ne kadar manzarası olmasa da ortam fine), nicole+1, ayrıca reina içerisindeki goya lounge, 360 ve fiyatların bir tık daha uygun olduğu etilerdeki the galliard fine dining'den sayılabilir.

Bir mikla da buradan geliyor.

Mimolett iyiydi kapandi.

Changa eskiden cokca gittigim bir yerdi,taksimden uzaklastikca gitmez oldum.bi 5 sene vardir son gideli.fusion mutfak sunardi simdi menuleri nasil bilmiyorum ama basarilidir.ben ickilerini cok severdim.hafif yemek guzel icki,hos ortam.hatirlattigin iyi oldu bir dahaki gelisimde gideyim.

changa kapanmadı mı ya yine mi çıldı?

müzechanga açık galiba hala

www.neolokal.com

1- norvec ucuz bi yer olmadi hic
2- vergi iadesi alabilirsen belki tasimana degecek bir fark olur
3- bazi urunlerde neredeyse hic fark yok. Goz kapali avrupa'dan alisveris yapmamali.

norveç çok pahalı bir ülke. hatta avrupa'nın en pahalı ülkesi.

Ayrıca Norveç'ten laptop alırsan klavyede Türkçe karakterler olmayacağı gibi, saçmasapa başka harfler olacak.

upload.wikimedia.org

@neyehbe
harbiden ya!

norveçe amazondan kargo yok ama abd'den getirebilecek kimse yok mu?

www.amazon.com

ayrıca, ekranın qhd+ yerine fullhd olmasına razı olursan kalan her şey aynı fiyat 900 dolares civarı. (dell.com)

3200 çözünürlüğe ihtiyaç olur mu diye tam da bu laptop için aussie kardaşlarımız tartışmışlar:

linustechtips.com

@507 norvec'e beles kargo olabilir ancak belli bir tutarin uzerindeyse ek vergi olabilir [turkiye gibi]. ornegin avusturya'da belli bir tutarin uzerinde ise gelen urunun bedeli ve avrupa birligi disindan ise vergi uyguluyorlar, dolayisiyla size tr ile ayni fiyata gelebilir.

norveçe kargolayabilen bir site bulursan, ithalat vergisi yok:

www.dutycalculator.com

burada her hafta birileri abd'den ürün getiriyor. 50 dolar komisyon versen full hd olanı 1.000 dolar civarına maletmiş olursun.

ben kullandım 5 ay yurtta. bi b*k olmadı.

700€ ceza odemis arkadasim var :) yakalanirsan affetmezler, yazik olur. Yani yasak kesinlikle.

Soru icinde soru: Peki torrent'i bilgisayardan kesin kaldirmak mi gerekli? Kurulu olsa ama hic kullanmasak da sorun oluyor mu?

Bir de ben hala dizi izlemek icin dizipub.com'u kullaniyorum. Buradaki arkadaslarim boyle sitelere (dizi-film) girebildigimi duyunca sasiriyorlar. Yasak mi ki :O

belgesel film çekimi için gideceğim, he bu görevlendirme falan değil bağımsız bir şey ispat edemem

up

3 aydan fazla kalmana olanak saglamaz o vize turu oturuma girer cunku.

Turist vizesi almaniza yardimci olur o da max 90gun kalmali ki sanmiyorum o kadar kalmali versinler.

Almanyada belediyeden aliniyor orda nasil bilemiyorum.

3 aydan fazla oturma iznine basvurmadan kalamazsin.

Belgesel cekimiyse sanatci/kultur vziesine basvurabilirsin belki.
Ayrica davetiye karistirma derim. Davetiyenin reddedilme ihtimali daha fazla :)

gerçekten hastaya gidiyor olsaydı kapatmazdı gibime geliyor.
Yani şahsen ben kapatmazdım aklıma gelmezdi trafik rahatladı sireni kapatayım da okuldaki çocuklar rahatça ders işlesin/ gece çalışanlar rahatça uyusun diye vs düşünmezdim.
edit:beyaz masa

ambulans hastaya gidiyor olabilir, hasta taşıyor olabilir, bir an önce trafikten kurtulup hastaneye dönmek ve acil durumlar için hazırda bulunmak istiyor olabilir.

ambulans dediğin mobilya taşımıyor, insanların hayatını kurtarmak için var onlar. biraz duyarlı olun lütfen.

ya bazen turkiyede yasamiyomussunuz gibi soru soruyosunuz ya :D

ambulansin icinde hasta dahi olmayabilir. pek cok "onemli" (?) insanin da sikisik trafikte ambulansla istedikleri yere ulastirildigini okumusdum cooook evvelden.

bu turk sikayetlerin pek tinlancagini sanmiyorum sahsen.

Trafik rahatladiginda kapatabilir ki? Surekli o siren calacak diye bir kaide yok.

Niye sikayet etmeyi dusundunuz anlamadim ben.

@kuehles blondes

içi boşsa ve ya acil durumdaki bir hastaya yetişmeyecekse neden siren çalıyor onu anlamadım.
acil bir durum yoksa trafiği neden alt üst ediyor? kullandığı arabanın avantajını niye alaksız yerde kullanıyor?

Icinde hasta vardir, trafik kapandigi yerde gecmek icin acmistir ne kadar bekleyecegini bilmediginden. Trafik rahatlayinca sireni acmasina gerek yok hasta olsa bile


Avusturya'da da mesela kavsaklara yaklasirken sireni calistirirlar sonra kapatirlar. Ya da trafik tikaliyken sireni calistirip (ya da kirmizi isik kuyrigunda bekliyosa calistirip o kuyrujtan cikana kadar acik tutar sonra da ihtiyaci olmayinca kapatir.

Acil bir durum olmaması, o an olmayacağı anlamına gelmez. Her bölgenin belirli sayıda ambulansı vardır, o ambulans da hastaneye dönüp bölgesine müdahale etmek için hazırda bulunmak için boş halde iken de siren çalabilir. Trafikte geçirilen her dakika o bölgenin ambulanssız olduğu dakika demektir.

şikayet merci sağlık bakanlığıdır.

ambulans sireninin söylemek istediği "hasta taşıyorum/hastaya gidiyorum" değildir. o sirenin tek amacı trafikte dikkat çekip kendisine yol açmaktır.

trafik yoksa, yol boşsa içinde hasta da olsa, acil de olsa, hastaya da gidiyor olsa siren çalmasına gerek yoktur. içine hasta bindi hop siren açi hasta indi hop kapat değil yani. trafik sıkışıkken açar, yolu açıldıktan sonra kapatır, bu gayet normal.

hatta birkaç sene önce burada sordum diye duyarsız diye linç edildim. bomboş yolda içinde hasta da olsa niye siren çalıyor ki. içindeki hastaya bir faydası olmayacaksa (bakın burayı dikkatli okuyun "İÇİNDEKİ HASTAYA BİR FAYDASI OLMAYACAKSA" diyorum) etrafı rahatsız etmenin ne gereği var ki?

Benim yaptığım uygulamadır. 24 saatlik nöbet içerisinde 15-20 vaka yapan biriyiz. Her vakaya gidişte, hastaneye nakilde siren açarsak kafamız bi milyon oluyor siz 2 dk sireni duyuyorsunuz geçip gidiyor ambulans ya içindeki personeller? Trafiğin olmadığı yerde açmıyoruz bu vakanın durumuna göre de değişebiliyor. Şikayet ettiğinizde emin olun arkanızdan binlerce laf söylüyoruz. İçiniz rahat edecekse ara 184'ü şikayet et eline ne geçecekse artık!

Ambulans daima geçiş üstünlüğüne sahiptir.

Ambulansların suistimal edildiğinin düşünülmesi, ambulansların suistimal ediliyor olması ihtimalinden daha kötü bence.
Ben şahsen yeter ki tek 1 gerçek hastaya faydam olsun 99 sahte vakaya trafikte öncelik vermiş bile olsam gocunmam.
Sizin sorunuzun cevabı: ihtiyaç duymadığı için kapatmıştır.

ya arkadaşlar tamam "suistimal etme ihtimali olmayabilir."

ben de diyorum ki suistimal ettiği %100 ise nereye şikayet edebiliriz? ben gördüğüm ambulansın suistimal ettiğine %100 eminim. valla kusura bakmayın o zaman ben de arabanın önüne flaşörleri takayım sivil polisim ayağına sıkışık trafikte emniyet şeridinden gideyim.

Yahu belki hastaya gidiyordu. O anda telsizden başka bir ambulansın ulaştığını ilettiler. Ambulans bu ambulans. Sürücüsü evine gitmiyor ki suistimal olsun. Polis arabalarını da şikayet edelim o zaman. Keyfi yol açıyorlar kendilerine.

Esim 112 personeli.
Bildierimi soyleyeyim.

Vaka tasirken veya vakayi almaya giderken tepe lambasi zorunlu. Mazaah bir kazada karsi taraf suclu olsa bile "ambulansin tepe lambasi yanmiyordu, farkedemedim" derse baslari belaya girer.

Siren ise yol acmak icin, trafikte en gerilerden en ileriye ambulans geldigini ikaz etmek icin, dort yol agizlarinda vb tehlikeli yerlerde gecis ustunlugunu kullanirken duyurmak icin zorunlu. Bos yolda siren sart degil.

Ayrica o ambulans hasta tasimasa da siren calabilir. Mesela esimin araci yakit alip noktalarina donerlerken yakin mesafe oldugu icin sakin sakin gelirlerken merkezden vaka bildiriliyor. Cok acil bir vaka oldugu icin hemen tepe siren calistirilip vakaya yetismeye calisiyorlar. O sirada trafigin durdugu anda camdan "sabredemediniz hemen siren caldiniz. Sikayet edicem" diye soyleniyor insanlar.

Nasil anlatacaksin vaka ciktigini peki bu insanlara?

www.hurriyet.com.tr

@dalessandro neye göre eminsin suistimal ettiğine ?

Sahte bir ambulans arabası olmadığı sürece bir problem yok. Ambulans her zaman yol isteyebilir.

Kolonoskopi korkulacak bir sey degil ki?

Su anki tuvalete cikislarinizdan daha az agri veren bir sey ki genel anesteziyle yapiliyor istenirse.

Yanlışsa düzeltsinler. Bildiğim kadarıyla kolonoskopi tedavi değil tanı yöntemi. Polip varsa çıkarırlar da sizin önce teşhis almanız lazım. İhmal etmişsiniz bu zamana kadar.

Yanlışım varsa düzeltin de kolonoskopi için bağırsakların boşaltılması lazım, onlarda müshil ve/veya lavman yaptıracaklar.
Herkes demiş bende ekleyeyim. Tanı yöntemi o.

sende crohn veya ülseratif kolit var gibi duruyor bu yaşına kadar niye direndin yaptırmamak için yazık değil mi olsana tedavini teşhis koydurup

kolonoskopi yaptirmadan onceki diyet daha zor. veriyolar damardan mis gibi uyuyorsun. uyaninca da hafif guzel oluyor kafan kisa bir sure.

bu dogustan da olabilir, besin sebebiyle de olabilir. sizinki kadar zor olmasa bile bi arkadasim da cok zor cikiyordu tuvalete. ekmek, pilav, bulgur, makarna ve turevlerini birakti. ayda yilda bir biraz yiyiyor. duzeldi.

Peki ben doktora kolonoskopi yapin da ogrenelim mi diyeyim. Bunlari tumden anlatsam doktora ne der.

O da ic su ilaci gecer falan derse olmaz ya. Hayir daha once mesela yani boyle haftada bir degil duzenli tuvalete cikarken, ama agri ishal olurken, gaitan tahlili falan yaptim. Temiz diyolar.

Bir de, bizim sirket ozel sigorta yaptirdi. Yuzde 80 karsiliyolarmis. Pahali olur mu ki.

Nasil bi yol izlemem lazim.

kolonoskopi hakkında çok kötü yorumlar var nette aldanma ben oldum çok zor bir şey değil. huzursuz bağırsak sendromu gibi bir şey var sende yada crohn. probiyotikleri araştır eczaneden temin edebilirsin.

iç hastalıklarına git onlar seni gastrocuya yönlendirir devlette kolonoskopi sırası hemen verilmiyor özelden yaptırmaya bak.

Kolonoskopi gerekiyorsa yaptır korkulacak birşey değil damar yolu açıp uyutuyorlar 15-20 dk uykulu kalıyorsunuz. Yapılan işlem 5 dk bile sürmüyordur. Kafanızda "acabalar" dolaşıp deli edeceğine yaptırın. Sadece hazırlık kısmı olan bağırsakların temizliği için yapılacak lavman vs hazırlıkları biraz zahmetli. Hiç düşünmeyin doktor tanı için bapırsakları gözle görmek istiyor .

dene, olmazsa beyaza boyarsın kumaş boyasıyla

Leke cikariciya sokmayi denesen? Kosla oxi action filan?

tok satıcı yapmış. para almadan kölelilk yapmanı yalvarmanı istiyor. başka avukatlara bak

ben "gurur yapmama" hakkımı başka alternatifimin olmadığı durumlarda saklardım açıkçası. sen şu an burada çalışmak zorunda mısın, bu tecrübeye veya paraya acilen ihtiyacın var mı? daha doğrusu, başka bir yer bulma şansın yok mu? muhtemelen başka bir yer bulabilirsin veya hiç bulmasan da idare edebilirsin. o yüzden hiç böyle terbiyesizlere, serserilere prim verme. allah vermeye bir gün böyle arsızların eline düşersin, o zaman mecburen gidersin ama şu an imkânın varken değerlendir, gitme. cevap vermemek bile bir yere kadar kabul edilebilir de bunun yaptığı ultra öküzlük olmuş.

@der meister ihtiyacım pek yok çalışmasam da olur, seneye 1 yıl staj var zaten. ben okula gitmeyi sevmediğim için bari çalışayım diyordum da gerekli bir şey değil cidden.

senin tavrına sahip olsaydım, 1. ve 2. cevabı aynı mesajla verirdim sonrada unutur giderdim.

Ama yanlış anlama, adamın sana saygısızlık yapmak istememiş. Bu bi' karakter özelliği sanırım, çünkü ben de olsam o adam gibi davranırdım. o cevabı verebilirdim. bana çok olağan geldi

ben senin yerinde kendi karakterimde olsaydım da şöyle okurdum olayı.

''Neden 5 gün beklemiş, e çünkü aramaya devam etti bu 5 gün içinde ve bulamamış. Ya da kendini beğenmiş bi' y.şak ama böyleyse daha iyi, çalışması hem zevkli olur hem de halden anlar. tabi baba parası yiyerek gelişen egosu işinden yüksek birisi değilse''

evet. Malesef ben de insanlara o adam gibi davranıyorum ve zerre saygısızlık yapmak isteğiyle değil, aksine bana ihtiyacı olan insanları kırmam, asla kırmak istemem. O yüzden onları kırmak için(ya da üsten konuşmak için) yapmıyorum, samimi davrandığımı düşünüyorum. Aslında konu uzun ama, insanlar anlamsız(bu önemli) nezakate doğruluktan daha fazla önem veriyorlar, ben buna karşıyım. Belki de bu yüzden böyle davranıyorum, bilmiyorum.

Cevap verme. Başka yerlere bak

twitter üzerinden başvuru için mesaj atmak hem de kim olduğunuzu, nerede okuduğunuzu falan belirtmeden. ben olsam ciddiye almazdım sonuçta twitter kişisel bi hesap iş başvurusu için uygun bir araç değil. ha 5 gün sonra bulamadık diye cevap atmak da hoş değil tabii. bu saatten sonra cevap yazmayın bence

hiç cevap verme. madem çalışmayacaksın.

..kseler cevap yazmam. ne yoracağım kendimi ya.

Twitter gibi bi mecradan ozel mesajla cv, isim okul vb olmadan boyle bi mesaj gelse cevap bile atmam.!
Ha bir de twitter ozel mesajlari biliyosunuzdur, notification gelmiyo bile bazen bugli bi uygulama sonucta. Gormemis de olabilir.
Gormus ama twitterda boyle hic bilgi vermeyen birine nezaketen cevap atiyim bari demistir.

Yani bulamadiysaniz birini ben calisayim diyen kisiyi niye cagirsin ki?

twitter'dan eleman arayan anonim birine nerden başvurmamı bekliyorsunuz? ismini bile bilmiyorum, mail adresi falan yok. twitle arıyor işte, dm attım mecbur. okulumu sınıfımı yazmıştım zaten.

Kesinlikle cevap vermezdim vericek olsaydım da ben baska bir yer buldum ama size kolay gelsin derdim.

cok lazim degilse 2. cevap cok guzel benim bile icimi eritti.

Gitmek istemiyorsan cevap verme gec. KArsilik vermeye gerek yok.

bozulmuştur.

Bozulmustur

Tamamen doğal zeytinyağı, uygun saklama kosulunda bir son kullanma tarihine sahip değil. Ben 3-4 yıl önce tenekeledigimiz zeytinyağını rahatlıkla kullanıyorum.

Fakat elinizdeki zeytinyağı için aynı şey geçerli olur mu emin değilim. Tett pek anlaşılır gelmedi zeytinyağı için.

Tett her yiyecek-icecek maddesine basilmak zorunda. Satisa sunuluyorsa bu olmali. Zorunluluktan ote bir sey degil yani. Hicbir sey olmaz.

@tonights the night kendi zyagini uretip kendi kullanimi sebepli tenekeledigi icin, satmadigi icin bir tett olmamasi cok normal.

@kuhles blondes hocam şişesi seramik zaten

@hatasiz

Bunu niye belirttin anlamadim? Teneke-seramik farketmez ki.
Yani satis amacli paketlendiyse bir sirket tarafindan ambalaji ne olursa olsun tett olmak zorunda ustunde. Onu diyorum :)

Bir de zaten "tavsiye edilen", nasil her tavsiyeye uymuyorsak, buna da uymak zorunda degiliz. Mesela tett 5 eylul olan bi peynirim vardi. Peynir hala iyi durumda. Iyi durumdaki seyi tett gecti diye niye atiyim di mi :)

@kuehles seramik olduğunu belirtme nedenim:
1-seramik yağın asiditesinden uzun sürede bile etkilenmiyormuş
2-zeytinyağını ve balı güneş ışığı bozarmış ama seramik ya da kil kaplar ışık geçirmediğinden yağ bozulmazmış

hic bisey olmaz, afiyet olsun.

Pegasus = Pegasus ise her türlü yetişirsin. geçen benim hanıma gerizekalı şirketi Pegasus = THY aktarma ile uçuş almış, zebil oldu yetişmek için.

Pegasus'u arayıp sordum, 50 dakika önceden bizim uçuşumuz olursa yetişirsiniz demişti mh.

Ayni bilet uzerinde degil mi bu aktarma? Ayri ayri mi almistiniz?

Bence baglatin bagajiniz varsa, bi de onu vermekle ugrasmayin hic.

Yurtici ucus gecikirse yurtdisini bekletiyorlar ve bir pegasus gorevlisi sizi hizlica pasaport kontrolden vs. geciriyor. Dolayisiyla yetistirirler muhtemelen. Valizi elbette romaya kadar gormeyeceksiniz. Eger ucusunuz baglantili degilse mutlaka baglattirin yoksa ortada kalirsiniz

1,5 sene önce 60 liraya random bi telefoncuda değiştirdim. yeni yeni sıkıntı yaratmaya başaldı ama genel olarak memnunum.

Iphone 5lerin bi ara ucretsiz pilndegistirme programi vardi appleda. Cunku kronik sorunu olan piller varmis vb.

O olay hala devam ediyor mu bakin, devam ediyorsa imei no ile kontrol edebiliyosunuz sizin tel ucretsiz pilndegisimi icin iygun mu diye.

Arkadaş 250ye yaptırmıştı storeda sanırım. Kendiniz alıp takın bencei

@kuehles blondes o programa uygun degilim malesef.
@stanhiver biraz guvenemiyorum herhangi bi telefoncuya ya. İyi mi yapiyorum kotu mu bilmiyorum
@glamdr1ng pek becerikli degilim

j'adore olabilir belki o mekan.

anadolu kavağı'na falan gidin. istanbul'un da köyünü görmüş olursunuz, hem de otobüsle uzun güzel bi yolculuk olur.

kanlıca'da mihrabat korusu var, istanbul'un en güzel yerlerinden biri bence. sonra da sahilde yoğurt yersiniz :)

Muzeye gidin?
Arkeoloji muzesi ardindan gulhane parki.

Ya da kapali carsiyi gezin. O kesmekesini oldum olasi severim. Ayrica cok hos cafeler de var artik icinde.

6-9 ekim arası coffee fest var mesela küçükçiftlikte, güzel olur.

Ben hala Boğaziçi diyorum.

Edit: Şehitlere sonsuz saygım var, ben iktidarın onları yaşatma tarzını beğenmiyorum. Yeni yapılara bu şekilde isimler verilebilir, ancak ülkenin tamamına mal olmuş yapıların, meydanların adlarına dokunulması anlamsız.

hayır tabi ki. gayet rezil bir isim.

ben de antakya sakini olarak bu adın öylece kalması taraftarıyım. hatta olaganüstü halin 3 ay uzatılmasından öte evden dışarı çıkar çıkmaz etkisinin hissedilmesini istiyorum. nasıl hak ettiysek öyle yönetiliriz. -o halde- sorun yok.

aptallık. her bokun adına 15 temmuz eklemişler. kızılay meydanının bile adı 15 temmuz demokrasi tırıvı olmuş.

Yılların köprü ismini meydan dokak ismini değiştirilmedine uyuz oluyorum. Yeni yaptığına koy bu ismi de..,

Nope, memnun değilim. Daha doğrusu manasız geliyor. Can kaybını engellemek için tek bir cümle bile yetebilirken şimdi ölümleri bu şekilde anmak, posterler yapıp metrolara asmak vb. bence komik.

bu vakitten sonra o köprünün adı rte köprüsü bile olsa herkes 1. köprü yada boğaz köprüsü demeye devam edecek. o yüzden çok önemsemiyorum.

Değilim, Boğaziçi diyorum. İsim değiştirmeyi çok gereksiz ve zorlama buluyorum.

çoğu insan hala 1.köprüyü ya da boğaziçini kullanıyor. ben 1.köprüyü hiç kullanmazdım, boğaziçi derdim. bir de isim vermeler bana göre amaca uygun değil.

Memnun degilim. Ama illa ki yapilacaksa bu kadar uzun isim yerine sehitler koprusu gibi kisa bi isim kullanilabilirdi.

değilim. değişse kaç yazar ayrıca ben yine boğaziçi diyeceğim. dediğim kişi anlamazsa bu onun sorunu olacak. evimden almak isteyenler varsa da beni özelden seslensinler adresimi vereyim.

iki bilgi vereceğim.

1) Ankaradaki Kızılay meydanının resmi adı Kızılay meydanı değildir ama herkes Kızılay der

2) İzmirdeki Konak meydanının resmi adı Konak meydanı değildir ama herkes Konak meydanı der.

Kısaca devlerin,resmi kurumların ne kabul ettiği önemsiz.Halk nasıl benimsediyse öyle kalır.

sonradan isim değişiklikleri yadırganıyor ne olursa olsun ama belli bir nesil geçince kullanılacak. biz hala atatürk havalimanı'na yeşilköy deriz mesela ama yeni nesil bunu bilmiyordur bile.

1.ci köprü veya boğaziçi demeye devam.

Tabi ki sacmaligin daniskasi. 3.koprulerine verselerdi ya da ucuncu havalimanlarina.

Umarim bunlar gidince yapilacak ilk is tekrar bogazici koprusu yapmak olur ^^

ben hem memnunum hem de değil.
eski ve yeni adı birlikte söylenebilirdi mesela.
boğaziçi 15 temmuz şehitler köprüsü veya 15 temmuz boğaziçi şehitleri köprüsü gibi. böylelikle hem o simgenin adı korunur, hem de günümüzdeki önemi vurgulanmış olurdu.

çevremdekilerin geneli memnun.

hayır.
bir tarihi milat belirlemek ve iktidarı sağlamlaştırmak adına 15 temmuz şehitleri kullanılıyor. "demokrasi"nin içi boşaltılıyor.
ama bu ülkede her gün evlere ateş düşüyor. gencecik çocuklar ölüyor ya...
böyle saçmalık olmaz.

yeni bir adı olduğunu kabul etmiyorum. nasıl olsa bir gün gerçek haline dönecek.

ben faydaya bakarım. köprü hala bir yakadan diğerine geçmemi sağlıyor mu? evet. o zaman sorun yok. isterse adı abdülrezzak köprüsü olsun.

Cok buyuk ihtimalle evet.

Camda iç.

resepsiyona sor, bazı otellerin sigara içilmeyen odaları oluyor.

genellikle yasak olur ama kucuk otellerde olmaya da biliyor. yangin sensoru var mi?

pencerenin kiyisinda ic bari.

Resepsiyona sormak +1

Küllük olmasa da içmeye izin oluyor bazı odalarda.

her yıldızlı otelde kaldım, hepsinde içilir. en fazla camı aç :)

Tesekkurler hepinize. Camdan ictim. Sigara icilen oda olsa bile kokutmaya hakkim yok gibi geldi valla simdi.

sigara icilebilen oda talep ederseniz sorun olmaz. belirtmezseniz standart uygulama olarak sigara icilmeyen oda verilir.

Genel anestezi altinda oldum, hicbir sey hissetmedim.
Misil misil uyudum. Ne kadar surdu bilmiyorum :D

Uyandigimda da en ufak bir sikintim yoktu

dert ettiğiniz kadar can sıkıcı bir olay değil endoskopi, gerilecek bir şey yok. yanlış hatırlamıyorsam kusma refleksinizi yok etmek için uyuşturucu bir sprey yapıyorlar, rahatsız olmuyorsunuz. beş on dakika gibi bir sürede de bitiyor. inşallah lupus değildir, geçmiş olsun :)

Ben bir ara araştırmıştım, anestezi etkisi altında gerçekleşen bir işlemmiş. Ağzından değil de burnundan nefes alırsan hiç öğürmezmişsin.

@kuehles, senin tuzun kuru bacım, ben devlet hastanesine gideceğim, sprey sıktıklarını söylediler, o da lokal anestezi gibi bir şey olur sanırım, ne kadar etki eder bilmiyorum.

"BİR DE 1 RULO PEÇETE GETİRİN" diye not yazıyordu kağıtta, açıkçası bu korkuttu beni, 1 rulo peçete? :(((((

1 rulo peçete etraf hep salya olacak, bizi masrafa sokma demek nazikçe. kullanmadığını eve de götürürsün hem masa filan silersiniz mkdlsjdf.

1 hafta arayla iki defa oldum (mide kanaması geçirirken) sprey sadece boğazınızdan geçerken rahat olmanız için sıkılıyor. onun dışında korkulacak bir şey yok. 3-4 dakika sürmüştü. geçmiş olsun.

peçete getirin ne demekmiş ya amk mezarcılarına bak, hastaneler zaten sarf gideri altında alırlar peçetesini bilmemnesini. Tabi onu kendi tuvaletinde kullanıyorsa hastaya hizmet olarak vermiyorlar demek ki. Hangi hastane bu?

ben 2 defa yaptırdım endoskopi.İkisi de çok rahattı.Hiç korkulacak bir şey değil.

Turk kredi karti girince otomatin olarak tl uzerinden odeme aliyor. Yani 10 tl.
Ve evet avrupada dinleniuor.

değmez. doktorlar herhangi bir özrü olmayan kişilerin kullanması gereksiz diyor.

elektriklileri bilemem ama diş araları için sensodyne'nin düz fırçasları çok iyi.

ben seneler önce reklamlardan çok süper bir şey olduğu izlenimine kapılıp gaza gelmiştim. almaya eczaneye gittim "olum mal mısın lüzumsuz bişey lan o" tarzı konuşup, geri yollamıştı eczacılar beni.
adam resmen parayı geri çevirdi yani, o kadar gereksiz demek ki.

gittiğim dişçiye de zamanında sormuştum, gerek yok tavsiye ettiğim bir şey değil demişti.

Dis doktoru olan annem bana almak istiyordu, ben pahali diye istemedim. O an kiyamadim yani :D

Ama kendisi ve arkadaslari elektrikli kullaniyolar artik.

Ben kullanıyorum, bayaa memnunum. Braun un bir modeli var çok iyi, normal diş fırçasıyla fırçalayınca o kadar temiz gelmiyor.

braun pro7000 var, ilk aylarda her gün 1 kez kullanıyordum. hakkını yemeyeyim dişler parıl parıl olmuştu, tam renk açılması gibi değil de cilalanmış gibi. beyazlatma, dil temizleme vb bir sürü ayarı var ama hiç birine dokunmadım. hatta dil temizliği için yine normal fırça kullandım. şimdi ayda bir hafta 2-3 kez kullanıyorum, parlatıyor ve hatta lekelenmenin önüne geçiyor gibi.

Sadece 3 ay kadar kullandim, bana dis eti cekilmesi olarak geri dondu

Ege üniversitesi diş hekimliği fakültesi'nde görevli bir prof tarafından tavsiye edildiğinden bu yana kullanıyorum. çok memnunum.

(bkz: para tuzağı olan şeyler)

curaprox cs 5460 tavsiye ederim.

(bkz: diş ipi)

Verdiğim paraya en çok değen şeyler sıralaması yapsam elektrikli diş fırçası zirveyi zorlar.

kesinlikle değer.

bende ucuz versiyonlarından var.
şundan hatta

www.amazon.de

normal fırçaya göre çok daha iyi temizliyor. ek olarak ucu ufak olduğundan en diplere kadar da girebiliyor.

pahalı versiyonlarından ben bunların bir farkını göremedim açıkcası. 5 günde bir şarj istiyor ama unutmayın.

bence değer. en ucuz oral b ve floss effect başlığı kullanıyorum. normal fırça ile bu kadar temizlenmiyor.
bastırmazsan tehlikesi yok.

Valla ben çok sigara ve kahve içtiğim için almıştım gayet güzel bence. Tabi dikkatli kullanmak lazım.

Aralari temizlemek icin diş ipinden baska care yok. Falat söylemek lazim ki braunun elektrikli aletleri normal fırçalara göre cok daha iyi.

cocktail mix olarak falan istiyorsanız sex on the beach olabilir. hem yapımız zor değil, hem mixleri bulunuyor.

Cosmopolitan var.

Xuxu var cilekli bi de.

Sangria ya da Dirty Shirley.

Krem daha kotu yapmamistir, belki uykuda filan ters bi hareket yapmisinizdir.

1 haftadir agriyan bilege doktora gidilir ya:/

iki telefon için hiç bir sıkıntı yaşamaz
faturası yanında olsun
sim free olmasına dikkat etsin

Brnce bavula koymasin, calinabilir, bavul kaybolabilir.. degerli esyalar bavula konmaz.

valizde olmasını tavsiye etmem. bagaj olarak verilmiş valizlerdeki değerli eşyaların çalınması çook yaygındır. özellikle elektronik. üzerinde getirsin bişi olmaz.

hekime danıştığına göre artık sadece mantık yürütmek lazım.
suyu kaynattığın zaman içindeki mineralleri öldüremezsin ama zararlı bazı bakterileri öldürebilirsin. E zaten ihtiyacın olan da mineraller. Dolayısıyla ben kaynatmanın daha faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Fakat yerinizde olsam kaynatmam, Sadece çocuğun direncini arttırmak adına.

siz yine de güvendiğiniz hekimin tavsiyesine uyunuz.

Ya eskiden suyu kaynatıp mı veriyolardı allaasen, pH'ı 8 civarında iyi bir su bul ver gitsin. Su bu yahu su, ne kaynatması, et mi bu pişirip de verelim?

Nestle gibi bazı suları verme yalnız, suyun yapısıyla oynandığı iddiaları var. Normal pınar su bile versen olur.

Hayatın minik şişelerde bebek suları var onlardan kullanabilirsiniz ama hangimiz o sularla büyüdük sanki biraz bağışıklık oluşsun vücutlarında normal suda verin.

Bir dr cam sise olursa kaynatma, kendi cocuklarlarima hic kaynatmadan verdim dedi. Digeri asla kaynatmadan olmaz diyor. En son karari size birakiyorum falan dedi iyice mala bagladim

ben birkaç ay sonra suya başlattığımda kaynatmadan vericem.

Kaynatma ablacım. Vereceğin suda ölümcül mikrop yok, olsa zaten sen ölürdün. Ölümcül olmayan mikroplarla da bebek savaşmayı öğrenecek. Vücut direnci gelişmezse, pamuklar içinde büyüttüğün için şimdi olmazsa birkaç yıl içinde basit hastalıkları bile ağır geçirecek.

Ölümcül olmayan mikroplardan verin çocuklarınıza.

Biz iki yıldır bir tek kere dahi kaynamış su içirmedik, bir sıkıntı olmadı.

Ama çok aklına takılacak gibiyse kaynat gitsin, ne olacak sanki?

Berlinde yasiyoruz, cesmeden iclebilen su cok kaliteli. buna ragmen doktor mutlaka kaynatin daha sonra icirin diyor. Elbette eskiden kaynatilmiyordu, belki ekonomik nedenlerle, belki de kettle olmamasi nedeniyle kaynatmanin uzun sürmesi nedeniyle. iste bu yüzden gecmiste bebeklerde su kaynakli bircok hastalik oluyordu. Bu bir ihtimal, herkesin basina gelmeyebilir, kimi insan sirf cesme suyu icirir hicbirsey olmaz. Cünkü onun su sebekesi, yasadigi sehir o anlik hastalik olusturacak ortami olusturmayabilir. Ama belki sizin durumuzda farkina varmadniz ama sular kesildi, depodaki rezerv sudan kullandiniz. bu su da uzun süre bekledigi icin bakteri ve hastalik olusturdu. ya da satin aldiginiz su, bu suyu imalatinda calisan kisinin isini iyi yaptigina, iyi denetlendigine kefil olamazsiniz, o kisinin insiyatifine birakmayin. o yüzden riske atmayin, nerdeyse her evde her gün cay kayniyor, o kaynayan sudan biraz ayirin. özellikle bebeginiz cok kücükse, cünkü sizin direndiginiz gibi direnemeyebilir bakterilere. zaten büyüdükce yavas yavas hasir nesir olacak suyla bakteriyle.

Annem bana hic su kaynatip vermemis. Bence de gereksiz.

'86 doğumluyum. Babamlar bana hep kaynatıp vermişler zamanında, şu an çok pişmanlar. Boşu boşuna bağışıklık sistemine müdahale ettik derler.

Kaynat bence. Burda "bana zamanında öyle vermemişler suyu" diyenler o zamanki sularla şimdiki suları karıştırmasınlar şu an ne içtiğimiz belli değil. Ayrıca sana niye bir şey olmuyo demek yine bi yanlış düşünce, bebeğin tanıştığı mikrop sayısı ve buna karşı oluşturduğu savunma sistemiyle büyük adamınki bir değil bize tabii bir şey olmaz. Bağışıklık sistemi havadan gelecek mikroplarla da güçlenir, koşar, yürür elini değdirdiğı şeylerle de alır mikrobunt ama yediği içtiği şeyler temiz olsa iyi olur bence. Ayrıca Kaynatma her şeyi temizlemiyor, UV altında tutmuyorsun sonuçta, belli başlı şeyler ölüyor.
Yani kaynatın bence.

biz hic kaynatmadik la? etraftan da hic duymadim bu olayi. musluk suyu mu yoksa damacana mi? zaten musluktan su vermem el kadar bebeye de.

çocukların biraz mikroba da ihtiyacı var unutmayın. el bebek gül bebek büyüyen çocuklar genelde bir sürü şeye alerjisi olan, çabuk hastalanan, bağışıklık sistemi zayıf bireyler oluyorlar. saldım çayıra da yapmayın tabi ki ama, bu kadar ufak şeylere de takılmayın.

Sise su beriberi. Musluk suyunu bizde vermiyoruz ama dr israrla sise su da olsa kaynacak diyor ona takildim.

kaynatmayın. kaynatmak, içilmeyecek durumdaki suyu %100 içilebilir yapmadığı gibi vücuda yararlı bazı bakterilerin de ölmesine sebep oluyor. ayrıca çözünmüş oksijeni azalıyor vs. güvenilir, şeffaf şekilde denetlenebilen markaları tercih edin.

1- vize olmazsa ucamazsiniz zaten, bilet yanar tabi. Ve evet ucak biletini satin almadan rezerve edebilirsiniz. Genelde 1 ya da 2 gun rezerve olur. Vize gorusmesine gitmeden onceki gece rezerve yaparsiniz. Ekobilet.comda ya da thy sitesinde boyle bi opsiyon var. baska sitelerde var mi bilmiyorum.

2- evet, gideceginiz ulkeden almaniz sizin cok buyuk yarariniza olur.

3- hayir. Online checkin yapip boarding pass aldiktsn sonra havalimaninda online checkin sirasina girip bavulunuzu birakabilirsiniz. Normal siraya gore avantaji genelde daha kisa olmasidir ve yeriniz bellidir filan.

4- tum belgelerinizi tam goturun, eksik belge olmasin. Son dkda basvurmayin.
Bir de gitme amacinizi yazan bi dilekce yazin. Asiri resmi bisey olmasina gerek yok.

Çok teşekkürler hocam, aklıma birkaç şey daha takıldı.

1. Davetiye ile gitmeyeceğim ve yurt dışındaki arkadaşıma gideceğim için booking.com'da yer ayartıyormuş gibi göstereceğim ve sonradan iptal edeceğim. Booking.com'da rezervasyon ile ilgili süre sınırı var mıdır, yani onu da mülakattan 1-2 gün önce mi rezerve edeyim?

Bir de vize alsam bile rezervasyonu iptal edersem konsolosluğun haberi olup verilen vizeyi iptal edebiliyormuş. Var mıdır böyle bir durum gerçekten?

2. Boarding pass'i de online alıcam diyelim, o zaman kendim print mi etmem gerekecek yoksa tabletten de gösterebiliyor muyum?

3. Davetiye ile gitseydim şansım çok daha yüksek mi olurdu (Arkadaşım davetiyeyi maddi durumu yetmediği için yollayamıyor)?

4. Arkadaşımla buluşacağım için dilekçe yazmam mantıksız olur gibi geliyor. Mülakatta arkadaşımla beraber olacağım diye açık açık söyleyeyim mi, yoksa sadece gezmek için mi gidiyorum diyeyim?

Teşekkürler :)

1. rezervasyonuna göre değişir. kimisi hiç iptal edilmiyor, kimisinde x tarihinden önce ücretsiz iptal yazar, kimisini ise son dakikada bile iptal edebilirsin. rezervasyonu yaparken iptal şartlarına dikkat etmeyi unutma kesinlikle.

iptal etme diye bir olay yok.

2. ister çıktı al ister telefon/tabletten göster farketmez. ben ne olur ne olmaz diye havalimanında kiosk'tan da alıyorum bir uçuş kartı yanıma, bir keresinde telefondan okumadı onu gösterdim.

3. aksine davetiye olumsuz yansır başvuruna. otel rezervasyonu göster, gezip döneceğim de. arkadaşını falan hiç karıştırma.

4. dilekçe çok önemli değil. rezervasyonları ve gelirini gösteren evrakları eksiksiz verdiğin sürece bir problem yaşamazsın. şengende mülakat yok pek, sorguya çekmiyorlar insanı. evrakları ve ilk şengense parmak izi veriyorsun sadece.

Tekrar teşekkürler. İki tane daha sorum var:

1. Hangi sağlık sigortasını tavsiye edersiniz?

Sağlık sigortasını konsoloslukta görüşmeden hemen önce mi çıkarmalıyım ve vize iptali durumunda para iadesi olur mu?

2. Protokol sorgulaması belgesi ile vukuatlı nüfus kayıt örneği de isteniyormuş. Şimdi nüfus kayıt örneği, nüfus müdürlüğünden alınıyormuş ama protokol sorgulaması için emniyetten randevu mu almam gerekecek (ki randevuyu da en erken 2 hafta sonra veriyorlar)?

1- 30000 € teminatli herhangi bi sigorta. En ucuzu neyse onu yapin gitsin.

Vize reddi (iptalden kastiniz bu galiba) para iadesi olmaz, neden olsun. Siz vizesiz bir yere de gidebilirsiniz ve bu sigortayi kullanabilirsiniz sonucta. Yurtdisinda saglik sigortasi olmasi iyidir.

2- protokol sorgulamasi nedir bilmiyorum.

Vukuatli nufus ornegi evet ilce nufus muduugunden aliniyor.

Sagolun :)

1. Peki sigortayi vize icin basvurmadan hemen once mi yapmaliyim yoksa simdi de yaptirip su su tarihler arasinda aktif olsun diyebiliyor muyum?

Diger merak ettigim noktada kac gun sigorta yaptirayim, nette okudugum kadariyla sigorta kisa tutulursa vize icin verilen sure de az oluyormus. 90 gun vize istiyorsam 90 gun mu sigorta yaptirayim, ki onun da maliyeti artacaktir.

2. Formu doldurmaya basladim, 3 nokta aklimi karistirdi. Talep edilen giris sayisina cok girisli mi diyeyim (cunku bir sure sonra tekrar gidebilirim)

Ikinci husus da ongorulen gezi veya transit suresi ile ilgili. Schengen vizesi maximum 6 ay gecerli olup 90 gun kalis hakki veriyormus. Iste formu doldururken de sansimi zorlayip 90 gun mu yazayim gezi suresine?

Gidilecek ulkelere sigdirabildigim kadar ulke sigdirayim mi (sonradan polonya disinda baska ulkelere gidersem sorun olmamasi icin)

Tesekkurler

1. sigortanın başlangıç /bitiş tarihini, süresini falan sen seçiyorsun. ileri tarihli olarak yaptırabilirsin. poliçe süresinin gidiş ve dönüş tarihlerini kapsaması gerekiyor, ona dikkat et.

2. çok girişliyi işaretle, isteyenin bir yüzü...

ilk vizense (sorulardan öyle anlaşılıyor) gidiş dönüş tarihin neyse o kadar verirler zaten, zorlama şansını. yazacağın diğer yerler için de rezervasyon görmek isterler. ülkeleri forma yazıp yazmaman farketmez, şengenle gireceğin ve giremeyeceğin yerler belli. ayrıca öyle 10 tane ülke yazdığında inandırıcı bulmazlarsa red yiyip oturma ihtimalini artırırsın. sonraki başvurularını da sıkıntıya sokar..

Çok teşekkürler, sorularımı cevapladığınız için. :)

bildiğim kadarıyla yüklenmiyor. ben iphone 4'ü bimeksten almıştım seneler önce, bana söylememişlerdi öyle olduğunu ve hiçbir şekilde de yükleyemedim.

@saferpassage

Iphone 4lerde ama facetime direkt yok, desteklemiyor yani.

@ileridemokrasi

Apple in online supportu var, direkt oraya sorabilirsin.

tamamen varsayımsal olarak imei numaralarına göre engelleniyosa ve dubaiye gönderilen telefonların imei numaraları belliyse hiç yüklenmez. iphoneların imei numaraları zaten değiştirilemiyor.

iphone 6 var bende, s sanirim, su daha kucuk olanlardan, dubai'den aldim, facetime var - ek bir islem yapmadim oyle geldi yani. bazi telefonlarda oluyor bazilarinda olmuyor mu?

Evet sanırım bazılarında olmuyormuş. Bana gelecek olanda da yok maalesef.

Mide bulandirici, kepazelik, beyin yikama.

Eyyorlamam bu kadar.

klip değil reklam olmuş. neyin reklamı olduğu belli.
zaten nefes alamıyor millet ayrıca.

vatan nefreti ne alaka anlamadım? biz de bu ülkede yaşıyoruz ve bu ülkeyi, bu ülkenin beyni olan, birbirine saygılı her insanını seviyoruz.

savaş oyunları ve filmleriyle büyüyen çocukların zihinlerine oynayan bir video. zaten 14 yıldır bu ülkede iyiye giden tek şey internet hızı. o da hala yeterli seviyede değil. elinizle oralara yerleştirdiğiniz insanlarla girdiğiniz rant savaşının sonucu 15 temmuzdur. ortada bir destan falan yok yani. olan bizim masum insanlarımıza oldu.

Şimdi atlayarak izledim. Rezil bir AKP propagandası ve vaktiyle cemaate peşkeş çektikleri hiçbir yerden ise (eğitim, emniyet, vekil kontenjanları, askeriye) bahsedilmemiş. Ruhi Su'yun parçasını kullanmaya bile utanmamışlar. Adamcağız görse kahrından giderdi.

Kemalistlerin "Gazi" hassasiyetini kullanmak da güzel taktik. E malum, bir yandan dışarıya "bakın muhalefet de bizimle" demek, diğer yandan da Perinçek tarzı ulusalcılık üzerinden muhaliflere savaş ilan etmek tatlı geliyor AKP'ye.

Bu arada:

"İçinde yaşadığımız ülke malesef terrör olaylarından nefes alamayacak hale getirilmek istendiği herkesin malumu." demenden hareketle, bu videoyu izlemen zaruri değil. Fakar Türkçe dersi alman şart. İstersen memnuniyetle gramerini ve anlatım bozukluklarını terbiye edebilirim. İhtiyacım yok ama bana dua edersin :))

sonunu getiremedim, kapattım. bunlar kendilerine demokrasi aşığı diyor ya bir şey diyemiyorum.

Yazdığın cümleyi elinden 3-5 kitap geçmiş kime okutursan okut sana hatalı der. Biliyorum liyakat sizin döneminizde epey askıya alındı, bilmemkimin bilmemnesi olarak da bir yerlere girdin muhtemelen ama o kadar da değil kuzum. Hatanı görürsem dan dun söylerim, kaçamazsın ;)

Girişim değil "kalkışma" olarak da görebilirsin. Başbakanın bu üslubu sever, sen de seversin :) neyse, başka saçma ve provokatif bir duyurunda gene Türkçe hatalarını terbiye etmek üzere geleceğim. O zamana kadar takıl buralarda.

Videonun altındaki
"İzlerken hem sinirlendim hamde üzüldüm 8. Sınıf çocuğu olarak saten stres lermizim var daha çok stres yüklüyorlar" yorumuna katılıyorum.

Cahilce bir hareket. Çocukların geleceğe, yaşama güvenlerini yıkarsan geleceği yıkarsın.

Konuyla ilgisiz ama cümleniz "tamamen türkçe kuralları dahilinde" değil. 'Ülke' değil 'ülkenin' olacak. 'Maalesef' iki a ile yazılır. 'Terör' de tek r ile. Onun dışında video ufacık çocukların beynini yıkamak için bir propaganda işte.

İzlemedim yorumlara baktım. Hükümetin zemin hazırladığı bu çıkar çatışmasındaki ölenler dahil kimseye üzülemedim. Propagandalarına da göz yuman herkesin zeka yoksunu olduğuna şüphem yok. Hepinizin çıkar uğruna bu adamları desteklediğini düşünmek bana bir sebep olduğuna dair bir inanç veriyor. Yoksa cidden cahil ve zeka yoksunu bir topluluk var.

Besle kargayı oysun gözünü adlı bu saçma sapan darbemside hala hükümey yanında olan zavallılar sizlere acıyorum.

Gerçekten muhteşem. Bana sorarsan sadece ilk ders değil, her hafta izletilmesi gerekir. Öğrencilere ayrıca bu konuyla ilgili bir de şiir ezberletilse keşke. Böyle böyle gelişeceğiz işte. Allah yardımcımız olsun.

@bir ileti paylastim

"Hükümetin zemin hazırladığı bu çıkar çatışmasındaki"

Sanki bahsi geçen fetö yapısı 80'lerden itibaren sinsice devlet içine sızmıyormuş gibi konuşuyorsun. Bilgisizliğin olamaz bu, cahilliğin olur en iyi ihtimal. Ortaya çıkan onca belge bilgi bu yapılanmanın devlet içine sızışının hükümetlerden ayrı, devlet içine sızmış kişilerin sessizce yürüttüğünü gösterirken senin sadece öylece ortaya koyduğun laflar erir gider. bir önemi de olmaz kimse için.

kpss sorularını sanki 80'lerden itibaren şu anki hükümet sağlamış sanıyorsun, gülünç oluyor.


Çıkar çatışması nedir? Devlet vs mafya mı bahsettiğin şey?

Herkesden saklı bildiğin birşeyler varmış gibi konuşuyorsun.

Açık açık söyle. Para meselesi mi tüm bu olanlar? F-16'ların meclisi bombalamısını çıkar çatışmasıyla mı açıklıyorsun?

Kimin nerden ne çıkarı var, çok bilgili görünüyorsun ama söylemek istemiyormuşsun gibi.

Lütfen açıkla tüm türkiye sakladığın bu önemli sırları bilsin. bu kadar basit. tabi ciddiye alınırsan:)

(bkz: 1984)

Çanakkale Savaşı ve Kurtuluş Savaşı ile tamamen kendi suçları olan 15 Temmuz'u bir tutmak resmen o savaşlarda ölen şehitlere hakaret. Fetö ile işbirliklerini es geçmişler, keşke oraları da gösterselermiş.
Söz konusu adam Atatürk'ü fena halde kıskanıyor, milletin gözünde Atatürk gibi olmak istiyor ancak asla başaramayacak.

Ayrıca her şeyi geçtim, küçük çocuklara kan, ölüm, şehadet vb konularda propaganda yapmak mide bulandırıcı.

@mytituaEd Yourvenom

ciddiye almıyorum. emek veresim bile yok. herkesin bildiği, apaçık olan şeyleri bile görmekte zorlanan, inkar eden ya da umursamayan bir kesme komplo teorisi gibi gelmesi de çok normal.

hükümetin hiçbir suçu olmadığını düşünüyorsan bu işte, sen haklısın ciddiye almıyorum.

Usb takma ihtiyacin olmazsa ipad.

Microsoft office filan catir catir calisiyo

Bilgisayardaki multıtask hiçbir şeyde yok. Bilgisayar candır.

Turkiyedeki fiyatlari bilmiyorum ama 300-400€ya ultrabooklar var. 15,6 ama daha hafif. Illa bilgisayar dersen.

Benim bilgisayar 8 yillik oldu, zor aciliyo vb. Ben ipadde yapiyorum islerimi. Daha komplike bisey olursa da okuldaki bilgisayarlari kullaniyorum.

içerik tüketeceksen -> ipad

içerik üreteceksen -> laptop

ama taşınacak bir şey aradığın için olay biraz daha tablet ya da ultrabook'a kayıyor. Ultrabooklar 3000 tl civarında gezdiği için eleniyor, o zaman ipad. Ama cidden uzun uzun yazı yazarım slayt hazırlarım hatta fotoğraf-video düzenlerim diyorsan kesinlikle laptop. Ha yine 1500'e alacağın laptop ne kadar işe yarar o ayrı konu.

kesinlikle minicik bir laptop. Ipad'im var ve olmasa da olurdu diyorum.

hocam şöyle sağdan soldan biraz takip edip ikinci el bir macbook air alsanız fena olmaz gibi. 13.3 inch olanlardan kaptınız mı tamamdır. alırken pil değerine dikkat edin.

a101 deki lor en babası.

tahsildaroğlu aldım yeniyor en azından o.
ben 6 yumurta, lor peyniri ve 2 kaşık yulaf ile omlet yapıp yiyorum.

Lor peynirin markası mı olur ya? Gel İzmir'e bizim mandıranın Lor peynirini ye, vazgeçmezsin.

azıcık tuz, kimyon ve çörek otu ekleyince güzel oluyor.istersen biraz da zeytinyağı koyabilirsin.

Kecheese in keci lorunu yiyorum.

Domates-avokado-lor peynirli salata yapiyorum

En guzeli kelle loru.
@Teknikekip e katiliyorum lorun markasi mi olur?

Corekotu ve dereotunu karistir,nefis oluyor.

kesinlikle kecheese lor peynir... :)

İzmir'deysen Gürsüt'ün lor peyniri güzeldir.
Loru çok çeşiti şekilde tüketebilirsin.
- domates biber doğra üzerine lor ekle zeytinyağıyla lezzetlendir Biz burda çingen salatası deriz çok güzel olur.
- Çörek otu zeytinyağı ekle öyle ye
- tatlı lora kişniş, pekmez reçel gibi şeyler ekleyebilirsin, çok güzel oluyor.
- şokella gibi yapıyorum ben tatlı lorla. çok güzel oluyor.
200 gr tereyağını tencerede erit, 1/2 kg loru ekle karıştırarak pişir. 1-2 dakika karıştırdıktan sonra 2 yemek kaşığı un ekle, un biraz pişsin yine karıştırarak tabii. Sonra 1 bardak kadar şeker ekle. şekeri koyunca sulanacak, bir iki taşım pişir inmesine yakın kakao ekle. Kapaklı bi kaba al. İster kahvaltıda ye ister akşam yat zıbar atıştırmalığı yap. Her türlü gidiyor.
Kakao yerine portakal kabuğu şekerlemesi gibi kuru meyve şekerlemesi gibi şeyler de ekleyebilirsin.

Ünal çiftliği mamullerini şarküterinizden ısrarla isteyiniz.

bilindik markalardan muratbey'in lor peyniri güzel, sade yenebiliyor. yeşillikli salatalara katabilirsin.

protein almak isteyen bünyeye unlu, şekerli tarif vermek de ilginç olmuş.

@centrolenidae, niye ilginç olmuş anlamadım, şeker ve un proteinle kavgalı mıymış?
arkadaş diyet yapıyorum dememiş, ucuz protein kaynağı arıyorum demiş. verdiğim tarifin toplam protein değeri 70 -80 gr dır.
lor 1/2 kg = 50-60 gr protein,
tereyağı 200 gr = 15-20 gr proteini
un 2 kaşık = 5-6 gr protein içerir.

Tarifte en az 10 yumurtalık protein var.

Edi:
Tarifin bonusu; kakao magnezyum açısından en zengin kaynaktır ve magnezyumu günümüz koşullarında yeterince alamıyoruz. en basitinden içtiğimiz sular yumuşatılırken magnezyum kaybına uğruyor. topraklar magnezyumca zayıfladı yetişen bitkiler eskisi kadar magnezyum zengini değil deniyor vs. vs.
magnezyum kalsiyum ve potasyumun vücuda aynı oranlarda alınması lazım. hem beynin sağlıklı çalışması hem damarlar vs. için.

filozof bey tereyağının neresinde protein var? neredeyse tamamı yağ.

nutritiondata.self.com
authoritynutrition.com

Aa haklısın @alperz. gece gece 1.5 -2 gr yerine 15 20 gr yazmışım. gıdaların içeriklerini ezbere bilmiyorum, google amcaya sorduydum yazım veya okuma hatası yapmışım.
1.5 gr tereyağından 2 gr da kakaodan geliyor dersek; tarifin yaklaşık protein değeri 58- 70 gr oluyor diye düzeltieyim :)

tereyağında potasyum miktarı iyiymiş.

---annelik halleri---
anne omak demek çoğu konuda en az 101 seviyesinde de olsa anlayabilmeyi gerektiriyor. dışarıdan bakınca kolay içine girince gerçekten çok zor. çünkü;
biraz doktor olunur mu ya da biraz hemşire, biraz öğretmen, biraz kimyager, biraz biyolog, biraz sosyolog, biraz psikolog, biraz matematikçi, biraz fizyoterapist, biraz kahin, biraz jinekolog, biraz sanatçı (müzik, resim, tiyatro...) biraz beden eğitimci, biraz ajan, biraz pedegok, biraz temizlikçi (bunda çoğumuz süpere yakınız bence), biraz ahçı, biraz terzi, biraz kitap okuyan, biraz gıda mühendisi, biraz nörolog, biraz siyaset bilen, biraz kadın, biraz gelin, biraz evlat, biraz kardeş, arkadaş, çalışan, patron, komşu, vatandaş...

her yönüyle sağlıklı bir birey yetiştirmek istiyorsan işin zor anlayacağın. benim şokella hikayemin altında da işte bu birazların bir kısmı var.
benim üç kız çocuğum var. kızlar çikolata şokella sever çünkü kakaonun seratonin salgısıyla, kas spazmlarıyla ilişkisi var. regl dönemlerinde yani hormonların halaya durduğu, kaslara aşırı yüklenme olduğu zamanlarda vücut "bana biraz kakaoo" diyor ve kızlar kakaolu ürünlere yöneliyor. sadece yağdan üretilmiş ( ne yağı olduğundan emin değilim üstelik) bir ürüne alternatif olabilecek, kalsiyum potasyum protein vb. de içeren bir ürün üretme çabası benimki. ama lezzetten ödün vermeden.
bu nedenle tarifte şeker var. e, şokellada da şeker var ve ne şekeri olduğu belli. gdo lu mısır şurubu veya daha alt bir ürün. çünkü fabrikasyon. ben şeker kamışından üretilmiş şeker kullanarak o yönde de fayda sağlıyorum. tarife şeker yerine bal koyamam çünkü ısıl işlem görüyor. ısı balı bozar. pekmez koyabilirim pekmezin içindeki e vitamininden feragat etmem lazım o zaman. göğüslenebilecek bir feragat. gelgelelim lezzet değişir. şokella yapmış olmam, o başka bişey olur, şokella gibi yemezler bu sefer. ben bunu istemiyorum, şokella yiyeceklerse niye uğraşayım ki tenceresiyle tavasıyla demi.
işte böyle biraz ondan biraz bundan halleridir anne olmak. besinlerin içeriklerinden üstünkörü haberdar olmak daha zengin içeriğe sahip olana yönelmek. zamanında bakmışım, geçmişim. hepsini ezbere bilemem, mesleğim değil, eğitimini almadım. zaten gıdım gıdım içerik hesaplayarak menü oluşturamazsın. o değerlerin piyasadan aldığın üründe tam olarak olduğundan bile emin değilsin. o kadar çok değişken var ki bir ürünün içeriğine etki eden... bizi fersah fersah aşar o kadarı.
hata ve yanılma insana mahsus, elbette en doğrusunu yapıyorum diyemem. benim aklım buna yetti, belki bir başkasının aklına daha iyi fikirler gelir, paylaşır, biz de faydalanırız. :)

Seker, un vs. Tuketmiyorum ama konuyu bu kadar buyutmeye gerek yok. Ben uygulamayacagim baskasi gorur uygular belki.

bulabilirsen kaşar loru en iyisi. ayvalıkta harika yaparlar. biberli zeytinyağında harika olur.

1 senelik pasaport olur.

1 senelik alma olmayabilir. En ekonomigi 10 yillik ama alamiyosaniz 2 yillik alin.

benzer şeyleri ben de yaşıyorum, sonradan bakabileyim ben de tavsiyelere

Runner's Knee denen bir şey var, muhtemelen sizinki de bu:

kadınlarda erkeklere nazaran görülme sıklığı daha fazladır. patella adı verilen diz kapağının diz eklemi içerisinde ideal konumlanmamasına bağlı kıkırdak deformasyonu ve sonucunda ağrı gelişir. bunun temel nedenlerinde; konjenital olarak patellanın ideal konumda bulunmaması ile birlikte zayıf harmstring ve quadriseps kaslarının patellayı ideal konumunda tutamaması yer almaktadır. sonuç olarak patella ideal konumunda kalamadıkça kıkırdak deformasyona neden olur ve patellofemoral ağrı denen semptomlar ortaya çıkar. kişi dizini rahatça bükemez, uzun süre oturup ayağa kalktıktan sonra ağrı hisseder, alt bacağını yukarı kaldırırken hafif bir ağrı hissedebilir.

özellikle koşuya yeni başlayanlar ve bilhassa kilo fazlası olanlar böyle bir tablo ile karşılaştıklarında ağrıları geçesiye kadar fazla dizlerine yük bindirmemesi ve iyileşmesini beklemesi tavsiye edilir; sıklıkla da erken dönemde iyileşme görülür. eğer kıkırdak deformasyonu ileri boyutlara varırsa; işin ucu cerrahi operasyona kadar gidebilir.

runner's knee denen bu koşucu dizini önlemek için ise;

kuadriseps ve hamstring, abdüktör ve addüktör kasları düzenli çalıştırarak güçlendirme ve kas dengesi oluşturma hedeflenmeli.

düz tabanlık varsa; ayak tabanındaki kavisi arttıracak ayakkabı tabanlıkları kullanılmalı. (düz tabanlık olmasa bile koşu ayakkabılarının önemi burada devreye giriyor)

bu önlemler en azından dizlere gelen stresi bir nebze azaltıp, patellayı ideal konumda tutmaya yardımcı olacaktır.

(kendi entrymden kopyaladım bu arada başka kaynaktan değil o yüzden link vermedim)

Daha herhangi bir eklemin koşmaya hazır değilıen koştuğun için oluyor, birkaç hafta yürü sonra koşarsın. Bir de Nike Air gibi tabanı dengesiz ayakkabılarla koşmak riskli.

Agriyorsa birak, devam etme. Sakin zorlama. Aman diyim.

Nike air tam kosu ayakkabisi degil galiba, belki lunarglide, pegasus gibi kosu ayakkabisi alabilirsiniz.

Önce yürü +1

Ayrıca ayakkabı tabanı sana uygun olmayabilir şekil açısından. Örneğin sen dışa basıyorsundur ama ayakkabı içe basan bir ayağa göre tasarlanmıştır. Bu da başta diz olmak üzere eklemlerde ağrı yapıyordur.

Teknik bir terimi vardı bunun ama şu an hatırlayamadım. Google'layınca çıkacaktır.

Faydasız işlerle uğraşma, bisiklet teknolojisine geç.

Çok teşekkürler herkese.. ağrı azalana kadar dinlenip tekrar yürüyüşle dönüş yapacağım. Eyvallah

Ah işte birkaç yıldır herkese profesyonel sporcuymuşcasına antrenman yapma fikri dayatılıyor.
ÖZellikle koşu konusunda insanlar 30 yaşından sonra maraton koşmaya çalışıyor. Sonra böyle sakatlıklar.

Sadece koşuyor bile olsanız, kaslarınızı güçlendirmeniz lazım. Bunun için de sadece bacakları değil tüm vücuda güç antrenmanları yaptırın. Spor salonuna gidemiyorsanız, freeletics'in hiit egzersizlerini deneyin.

Bu arada bir miktar kilo fazlanız varsa o da dize yük bindirebilir. Bir süre antrenman yapmayın.

"önce yürü" fikrine katılıyorum. "ee çocukluktan beri yürümüyor muyuz" diyebilirsiniz belki ama "hayır, gerçekten yürümüyorsunuz/yürümüyoruz." yürümenin bile doğal hali var ve etraftaki insanları gözlemlediğimde çoğunun bunu doğru şekilde yerine getirmediğini gözlemliyorum. oysa evrim bizi yürümemize doğru geliştirdi. mesela yürürken kırıtmak gerekiyor. :) şaka gibi di mi? ama gerçekten de öyle. beden bir süre gerçek yürüme şekline erişsin. ondan sonra koşmaya doğru gelişecektir o.

Spora git akşamları.

spor, bitki çayı falan işe yaramıyor.

Bir doktora gorun, kafana gore uyku dizenleyici seyler alma. Bagimlilik filan kotu.

Sporu hangi noktada bıraktığın önemli. Öyle uyduruktan 30 dakika yürüyünce pek bir etkisi olmaz.
Yeterince yorulduktan sonra uyku sorunu çekecek insan yoktur.
Ayrıca ilaçlara bel bağlama, bilinçsiz de kullanma.

bence uyku olayını çözmeye değil uykusuzluğa sebep olan şeyleri çözsen daha faydalı olur

Yeterince yorulduktan sonra uyku sorunu çekecek insan yoktur diyenler, gelin benimle tanışın.

Yaklaşık 10 senedir uyku ilacı kullanan biri olarak ilacı allah düşmanımın başına vermesin diyorum. Resmen bağımlılık, ayrıca uyku kalitesi de rezalet. Benimki melatonin değil gerçi. Ama illa alıcam diyorsan da doktora görünmeden alma +1 diyorum. Hem doktor belki ilaç kullanmadan çözebilmene de yardımcı olur.

melatonin (piyasada 5mglik satiliyor bildigim kadariyla) uykuya kolay dalmana cok yardim eder ama gece boyu uykuda kalmana degil. eger sorunun sadece uykuya dalma ise ve spor yapcak vakit bulamiyorsan iyi bi cozum olabilir.

Eczanede tek marka var 3 mg. Onu 4'e bölsen bile işe yarar, kullanabilirsin.

10 sene boyunca uyku ilacı kullandıktan sonra diye başlayan bir cümle kurulmuş, 10 sene boyunca tek çare diye ilaca abanırsan ne olmasını bekliyordun?

UYKU HİJYENİ konusunu araştırın, yazın bir dönem uykuya dalma bozukluğu yaşayıp sadece ufak düzenlemeler ile 4 haftada sorunu çözdüm.

Mesela:

78.189.53.61

Hatta doktorlar da ilk başta uyku hijyeni eğitimi verip, başarılı olmazsa 6-8 hafta sonra ilaç tedavisine başlıyormuş. Genelde uyku hijyeni ile uyku bozuklukların çoğu tedavi edilebiliyormuş.

Sultandagini bilmiyorum ama sakarya bilecik-kutahya yolu afyona gitmek icin cok guzel bi yol :)

yandex'te paralı yollardan kaçın opsiyonu olmalı. kurcala.

@roket adam
Parali yollardan kacin diyince de kocaeline kadar da hep eski yoldan goturuyor. Osmangazi koprusunu devre disi birak secenegi olmali.

Mouse ile rotayi degistirebilirsiniz. Kopruden cekip korfezin kenarina koydum. Buyrun: goo.gl

@crown

teşekkür ederim. çekiştirerek değiştirmeyi biliyorum ama bunu telefonda yapmanın bir yöntemi var mı? bilgisayarda google maps ile haritayı istediğim gibi ayarlayıp send to phone yapmayı denedim ama öyle olmuyormuş maalesef, telefonda yeniden hesapladı ve yine köprüden geçmemi önerdi. :(

Benim gonderdigim linki ( goo.gl ) telefonda acin (email atin kendinize).

Tikladiginizda tarayicida acacak ama altinda "uygulamada ac" secenegi de olacak. Uygulamada acarsaniz istediginiz sey olacak diye umuyorum.

@crown olmadı: sendvid.com

aslında browser'da sizin gönderdiğiniz şekilde açılıyor ama programa geçince yine tekrar hesaplayıp köprüyü öneriyor. önce sakarya'ya ayarlayıp sakarya'ya gelince de afyon'a rota çizdiririm artık yapacak bir şey yok. :) kahrol teknoloji.

Sakarya - bilecik - bozüyük - Kütahya - afyon -sultandağı rota bu

kaçış var aslında. ios10u beğenmediysen yazılım güncellemesini kapatırsın oda zırt bırt sormaz. (ben 9.3.1e downgrade ettim mesela, böyle kalacak) itunes olayını bilmiyorum ben direk yapıyorum sözlükte biri itunes ile yapmak daha sağlıklı diyordu. yedeğe gerek yok her şey aynı kalıyor.

itunes'a yedeğini al sonra itunes la yap. denildiği gibi en garantisi o. ios 10 la başıma gelebilecek her sorunu yaşadım ben. şu an ios 10.1 var ancak onda huzura erebildim. elimde sadece ios 10 la alınmış yedekler olduğu için de ios 9 lara dönemiyorum. ne sorunu yaşadın diye sorma, toplamda 2-3 günümü yedi çözmekle uğraşmak.

telefon 6s.

Mutlaka ama mutlaka yedekle! Sorun cikariyor ios 10a gecerken

yabancı sitede son aşamada vergi, masraf falan ekliyor olabilir. ödeme aşamasına kadar gelin öyle bakın. türk sitesinde peşin ekliyordur belki

Turk sitesimden ardarda arama yaptiysaniz
Oyle fazla fiyat gosterebilir.

Turk lokantalari, etap, liman, kent.

2 numarali tramvaya binip (ottakringerstraße erdbrustgasse yonu) BRUNNENGASSE duraginda inmeniz lazim. 25-30 dk suruyor.

Eyvallah. Bir de hangi avusturya kanalinda yayinlaniyor acaba biliyor musunuz?

Avusturya kanalinda yayinlanmiyor olabilir, biraz kiytirik bi mac cunku :D rm-bjk filan olsaydi yayinlanirdi.

Yayinlarsa ama sky yayinlar, digiiturk gibi bisi.
Lokantalarda turk spikerli filan oluyor. ben gs maclarini genelde lokantada filan izliyorun zaten

turist olarak (madde 3) başvuruda bulunursaniz daha iyi olur bence. zira tanidik/akraba davetiyesi hem onlar için hem sizin için daha zahmetli olacaktır.

Davetiyeye bulasma derim sadece.

davetiyeyi karıştırma. direkt otel rezervasyonu yaptırıp başvur.

davetiye karıştırma :)
otel rezervasyonu yap zaten baban sponsor oluyorsa herhangi bir problem olmaz,
giderken yanına otel rezervasyonu ve bir miktar para da al, orada polis sorarsa gösterirsin.

bir sorun yaşamazsın yani.
ha interrail yapasın varsa interrail bileti de al.

davetiye karıştırma % 90 red alırsın şu profilinle:) potansiyel göçmensin şu an, bookingden çakma rezv yap

hepsi +1. gelir dönmez bu derler reddi basarlar.

herkese teşekkürler bulaşmıyorum interrail biletimi alıp başvuracağım :)

2005 model kia picanto ile koyun tasimistim.

- Mangal / Kömür / Tutuşturmak için 1 poşet kuru odun
- 3 Adet Kamp Sandalyesi
- 2 Kişilik Çadır
- Yedek (Stepne) Oto Lastik
- 12v ==> 220v Dönüştürücü
- 8 litre su

çakmaktan çalışan elektrik süpürgesi. son 2 yılda 1 kere kullandım. boşuna yer kaplıyor bagajda.

kapı ceplerinde birkaç tane CD kutusu var. Klasik müzik olduğu için Beethoven'ın hatrına tutuyorum.

Paten
Bilumum köpek eşyası (tasma, su kabı, köpek yatağı...)
Barınak kermesinde satılacak malların durduğu bir koli (kermes olsa da olmasa da o hep arabada duruyor evde fazlalık diye)
Lastik çizme
Birtakım müzik cdleri (arabanın cd çaları çalışmıyor)

2 kamp sandalyesi,
Yun sal
Battaniye
2 adet kucuk yastik
Alet cantasi tarzi bi

En enteresani ise

birden fazla ayakkabi cekecegi (babam misafirlige gittigi evde cekecek yoksa arabadan aldirir, onu o eve hediye eder)

120 cm lik şeffaf hortum.
boş yangın tüpü
basınçlı kutu oda spreyi nin yedeği
boş deri el çantası
eriyip tekrar katılaşmış çiköleta
plastik plakalık 2 adet
2 adet çıkma silecek
koli bandı
bir kaç adet plastik torba
1 adet kanepe kırlenti

Balta? testere? kürek? Napıyorsun bunlarla, korku filmi gibi araba valla

Piknik örtüsü ve yastık (unexpected piknikler için hazırlıklıyım)
Ceket (soğuğun nerden geleceği belli olmaz)
Yangın tüpü ve ilk yardım malzemeleri ( tüvtürk öyle diyor)
Cam suyu (kokulu sabunlu)
Peçete ve Islak mendil (aşırı elzem)
Cam buğu spreyi ( işe yaramıyo ama almış bulundum)
Bilimum gereksiz kitap vs (koyacak yer yok yurtta ama ya gerek olursa?!)
Heineken bira ( fi tarihinde alınan bu bira hala duruyor, bozuldu mu acaba xD)
Telefon şarj aleti
Akü biterse diye ara kablo ( hayat kurtarır bence hepiniz alın)

ceket
2 adet kamp sandalyesi
şemsiye
mutlaka bir kitap
ped
bozuk para
ıslak mendil

hiç biri gereksiz değilmiş yalnız.

eski arabamın orjinal egzozunu vermişti aldığım kişi, sattığım ana kadar bagajda gezdirdim :D

Slovenya olur simdi cok guzel,bi bled golu yap sen.

Fransa-lyon, iki senedir yaşıyorum ben böyle güzel şehir görmedim...

Her yere gidilir, her yere gittim avrupa'da. Hep tek basima, 18 yasimdan beri. "Kiz basima" hep.

Kiz basima diyip kendinizi kucuk gormeyi birakin artik. Herkes her yere gidebilir.

@kuehles

Kendini küçük görmekle ne alakası var? Tanımadan etmeden ne güzel yargılıyorsun tırnak işaretleri de kullanıp. Merak etme, "kız başıma" ve tek başıma kimsenin kolay kolay ulaşamayacağı yerlere geldim zaten. "Kız başıma" çok çok gezdim de. Ama şu an macera aramıyorum, bak ne demişim, dolanıp gelmelik yer arıyorum. Gidip dağın başında gece tek başıma kamp yapmayı planlamıyorum. Veya fazla kalabalık bir şehirde tacizcisiyle dilencisiyle uğraşmak istemiyorum. Canım bu sefer böyle istiyor, kime ne?

Kendimi küçük görüyormuşum. Evet, kendini herkese ezdiren salak piremses kızım ben hay allahım. En büyük hayalim de bir erkeğin kanatları altında güvenle yaşamak. <3

En çok sen gezdin tamam, aferin. Tamam her yeri gezdin. Tebrikler. Bravo.

Hayir. Daha once hic boyle bir sey yazmadim bile. Cok yardimci olmusumdur cogu kisiye buradan ama genelde boyle bir tavir icerisinde degilimdir. "Kiz basina" "kiz basima" lafina da sinir oluyorum, muhtemelen "bu kez tek basima gidecegim 2-3 gunluk takilmalik yer tavsiyesi" gibi yazsaydin bu sekilde ters bir cevap vermeyecektim. Ozur dilerim, bundan da gocunacak halim yok.

Elimdeki tek bilgi -genel olarak- piremseslerin sordugu bir soru, bu yuzden piremses sandigimi da inkar etmiyorum elbette. ha yanlis sonuca varmisim. Orasi ayri.

O zaman cevabimi duzelteyim, yeni bilgiler isiginda.

2-3 gun bir yeri gormek icin kisa bir sure oldugundan oturu direkt ilgi alanina gore nokta atisi bir yer secmelisin. Ya da ilgi alanini kapsayan bir etkinlige gore.
Bir de ne zaman gidecegin de onemli, sicaktan hoslanmayan biri temmuzda bir yere gitmek isterse endulus kulturunu sevmesine ragmen ona sevilla tavsiye etmem mesela.

kız başına bir şey yapamaz bence, kırsın dizini otursun evde. ne işi var kız başına.

Ukrayna ya da Makedonya. Vize de istemiyorlar.

Berlin'i gezmediysen Berlin'e gel.

avrupa'da hemen her sehre gidebilirsin ancak bir tavsiye olarak gitmeden once ozellikle yabanci forumlarda yalniz seyahat eden insanlarin yazdiklarini/kalinabilecek yerleri oku. guvenlik icin degil ama boylece iyi hostellerde kalip, oradaki gezginlerle tanisip daha keyifli vakit gecirebilirsin.

Ucretsiz iptal suresini gecirmis olabiirsin. X gun oncesine kadar ucretsiz iptal edebilirsiniz diyor cunku hep.

ücretsiz iptalde de son gün parayı alırlar, ücretsiz iptal demek yeterli zaman kalırsa ücretsiz demek. benim bir kere 100 dolarım gitti öyle

Ücretsiz iptal gününü geçirmedim, ve iptal ettiğim ekranda çıkan pop-up'ta ücretsiz diye yazıyordu.

Bu işte bi yanlışlık var. Booking umarım mağdur etmez.

Basima geldi. Booking otele odemeyi geri iade ettirdi.

Bilgi olması adına yazayım.

booking müşteri hizmetleri ile telefonda görüştüm, ötelin ücretsiz iptal öncesinde uygunsuz bir şekilde parayı çektiğini teyit etti. Kendileri otel ile iletişime geçtiler, otel geri ödeme yapmaz ise biz size ücret iadesi yapacağız kusura bakmayın dediler. Muhtemelen bir hafta içinde sonuçlanacakmış.

Kadıköy'ün neresinde olduğuna göre değişir. Booking sitelerine güzel ilanlar ve kampanyalar yaparsan kısa sürede tutundurursun. 6 ay idare edecek sermayen de varsa korkma gir bu işe.

Turizm bakanligindan izinleri vb de hallettiniz varsayiyorum?

Booking.com vb platformlara katilmaniz lazim, belki adwords kullanabilirsiniz (ki turizm-konaklama keywordleri baya pahali aslinda)

Yabanci arkadaslarinizi cagirabilirsiniz, sonra onlar yorum yazar.

adwords ilanları kaça patlar bilgisi olan ?

Adwords turizm alaninda pahaliya patlar. Cook pahaliya patlar hem de.

Adwords hesabi acmak ucretsiz diye hatirliyorum. Sonra toolu filan var. ama acikcasi is bilmeyen biri inanilmaz paralar gomer google a.

adwordse yatıracağın parayi,oda fiyatlarini düşürmede kullansan bence booking üzerinden çok daha fazla müşteri çekersin.yapılacak olan yorumlar da önemli tabi.

apart, otel, konukevi... her birinin kendine has kuralları ve prosedürleri var.

ilk aşamada fazlaca maliyetleri olan bir iş. kaba işi de çok fazla. sonrasında da sürekli sabit giderleri olan bir iş. ve bu maliyetleri çıkarma süresi de inanılmazın da ötesinde uzun bir süre.


edit. bu arada "sosyal işler tam benlik, severek çalışırım :)" işi de tam da sizin gibi heyecanlı ama işi bilmeyen kişilerin içinde bulunduğu ruh haline örnek. hevesinizi kırmak için söylemiyorum. umarım başarılı olursunuz, ben göt olurum. ziyaretinize gelirim bir iki sene sonra.

mohone kira ödemiyorum. mal sahibi ile karı paylaşıcaz.

gercekten turizm icin cok yanlis zaman, dort bes sene once giren, su an beyoglunda 80-90 ratingli hosteli olan arkadaslar agliyorlar donmuyor diye.

ilk basladiklarinda yurtdisindaki hostellerle network kurup backpacker forumlarina kampanyalar yapmislardi, ama sizin konseptiniz oyle mi olur bilmiyorum

yine de denemek isterseniz bol sans.

Ne noteri yav? Turistik vize icin mi?

Babaniz dilekce yazip imzalicak. Sonra da
Mal varligini, banka hesap cuzdanini, calisiyosa maas bordrosunu, kendi isi varsa faaliyet belgesi-vergi levhasi filan koycak.

Tam buraya yazdiktan sonra emin olamadim ve tekrar baktim baskalarinin deneyimlerine, evet gerek yokmus! Uzun sureli vizelerde konsolosluktan belge aliniyor, bu kadar kolay olacagini dusunmemistim!! Cok tesekkurler.

Daha sonradan burayi referans alip basvurusunu benim gibi hazırlayan olursa diye yaziyorum: noter onayli istediler sonradan konsolosluktan. Oylece cikti vize.

Yan etkilerden cok rahatsiz oluyorsaniz doktorunuzla konusun. Daha hafif haplar da var. degistirsin.

10 sene civarı yasmin kullandım. polikistik over sendromum vardı. bende yan etki sadece kilo alımı oldu ama bunu ilaca bağlamamak lazım çok yiyordum ve sağlıksız yiyordum. hapı kışın kullanıp yazın kullanmıyordum ben yazın regl olmamak için. hapı bıraktıktan sonra ufak bir ilaç tedavisi gördüm ve 2. ayda hamile kaldım.

Qlairista kullanıyorum ben. Yenice bir hap. Onu sorabilirsiniz doktorunuza.

qlairista +1. yasminde 1 sene depresyondayım sandım meğer hormonlarım çıldırmış. qlairista pamuk gibi, saçlarımı dökmese hiç ara vermeden kullanırım, şimdi 3-4 ay ara veriyorum. ama yine de her ilaç her kişide farklı yan etki yapıyor.

yasminde bana olanlar, kilo aldım, göğüslerim inanılmaz büyüdü, her gün en az 1 kez ağlıyordun sürekli sinir stres, normalde sivilcem yoktu - kullanırken de çıkmadı. reglim de zaten düzenliydi aynı kaldı. ilk bir ay deli gibi mide bulantısı yaptı. libidom bitti.

qlairistada olanlar, ilk bir ay sivilce yaptı sonra sıfır etki. yine ilk iki ay halsizlik yaptı biraz. sıfır bulantı. reglim normalde vefat seviyesinde oluyor onu baya azalttı, ama normal olan bir arkadaşım da hiç olamadı mesela. en kötüsü saçlarımı çok döktü deli gibi döktü. kiloyla ilgili bir değişiklik olmadı. libidomda değişiklik olmadı.

Edit: qlairistayı iki yıl önce 1 aylığına kullanmıştım migren yaptı resmen 1 ay gözümü açamadım. iki sene sonra hiç böyle bir yan etkisi olmadı. aynı kişide bile yıllar içinde başka yan etkileri oluyor.

yaz 24+4 kullanın , ben hamilelik için değil başka hormonal nedenlerden kullanıyorum hiçbir yan etkisini görmedim .tavsiye ederim.

rahim içi araç öneririm
kesinlikle yan etkisi daha az. gebelik riski daha az
hapı unutursanız direkt risk var çünkü

Sabah gidip sira bekle derim. Hemen ayni gun halloluyor.

Apple genelde tamir ile çok uğraşmıyor. Direkt cihazı yeniliyor. O yüzden KVK, Genpa yerine apple tercih ediliyor olabilir.

akşam 21:30 gibi hafta içi gidildiğinde sıra beklemeden halletik bu tarz bir sıkıntıyı

randevu için sabah 10'dan itibaren her saat başı girmeyi deneyin. sistem gece değil gündüz açılıyor.

bence yaptir ucuz bisey zaten ne olur ne olmaz kafa rahatligi icin deger

Gerek yok ama biz yaptırdık
Ancakşunu unutma karnım ağrıyo grip oldum gibi şeyleri karşılamıyo trafik kazası uzuv kopması gibi hayati şeyleri karşılıyo

Bence yaptır. Hatta iş yeri yaptırmalı. Yaptırmıyor mu?

ABD'de ambulans çağırmanın bedeli bile 1000 dolar diye duymuştum bu sigorta muhabbeti olduğunda.

Yaptır yaptır, bişey olmaz deme.

@basond, dikkat etmem gereken bişey var mı? şengen sigortasını biliyorum da..

@himmet, harcırahsız yolluksuz gidiyorum. gri pasaport harcımı bile ben ödedim, öyle diyim.

Yaptir. Belli olmaz ne olacagi.
Amerika icin diceksin, yaparlar onlar.

Acillik durumlar karsilanir. Yani acilde agri kesici yemeni gerektirwcek karin agrin olursa evet karsilar. Ama onun disinda basim agridii yi karsilamaz. Ya da doktora gidiyim de muayene olayim olmaz tabi. Acil durumlar icin. En cok kaza vb.

Kuehles açıklamış sen genede sigortacıya sor durumu anlatır ayrıntılı net sor

sıcak suya bal limon

boğaz intihabına
zencefil, havlıvan, zerdeçal karışımını çoğunlukla bal ile alıyorsun.
boğaza yapışıp biraz yakıyor. antibiyotik kullanımına gerek kalmıyor.

cekilmis gayfe'yi görüyor ve artırıyorum; ıhlamur çayına bal, limon, tarçın.

1 lt'lik bir kavanoz alıyorsun. o kavanozun içine 2 tane limonu dilim dilim kesip (7-8 parça) koyuyorsun. 1 tane orta boy zencefili küçük parçalara ayırıp üstüne ekliyorsun. sonra geri kalan kısmına bal ekleyip iyice karıştırıp kapağını sıkıca kapatıyorsun ve kaynamamış ama kaynara yakın bir suyun içine o kavanozu koyup 1 saat bekletiyorsun.sonra çıkarıp o kavanozu hiç açmadan 2 gün bekletiyorsun.

bu karışımı her gün içtiğin bir bardak çayın içine ya da sıcak suya karıştırıp iç, işlem tamamdır.

Özellikle öksürük için zencefil ve bal karışımı. Ayrıca Siyah turpun üstünü kapak gibi kesip içini oyuyorsun sonra içine bal ve karabiber koyup kapağı kapatıp 1 gece dolapta bekletiyor. Sabahta o içindeki suyu kaşıklıyorsun. Öksürük kalmaz.

Zencefili icemeyenler bol tarcin katsin %100 calisiyor :)

zencefil bal limon üçlüsü; sıcak süt zencefil ikilisi

Propolis.
Kestane bali - toz zencefil - limon.

Oksuruyorsam tane sumak atiyorum agzima bazen.

İshal olunduğunda leblebi birebir. Anında kesiyor.

Uçakta rahatlamak için ise; domates suyu, limon, karabiber, tuz, buz. Hostes ananıza bacınıza sövebilir ama, pek hazetmezler bu karışımı hazırlamaktan.

bol battaniye ile terletme. Bol su tüketme.

aktardan aldığım nane yağı. burun tıkanıklığından tutun da baş ağrısına her şeye iyi geliyor.

Taze zencefil rendesi ve bal, ölüyü diriltir.

Hastalığı hissetmeye başladığım vakit UMCA'ya başlıyorum.

Bunun dışında ıhlamura (elma dilimi, portakal/mandalina dilimi, ayva dilimi, zencefil, çubuk tarçın ve karanfil ile demlenmiş) bal katıp içiyorum.

gripte sadece bol sıvı, sıfır ilaç. bağışıklık sistemimi ilaçların kölesi haline getirmek istemem. bol sıvı, gıda olarak da yine sıvı içeren çorba ve de bilinç yetiyor. (bilinç kısmı şey; "hastayım ama o kadar" diyorsun. yani bu öyle çok korkutucu bir şey değil, hastalık mı beni yıkacak gibi telkinler veriyorsun kendine. bir tür hasta değilmiş gibi takılıyorsun. dondurma bile yiyorsun mesela. gibi.) boğazda çok fazla yutkunma sorunu varsa da mentollü bir şeyler somuruyorsun. o kadar.

kefir iyi geliyor bana. psikolojik de olabilir bilemem ama bence iyi geliyor.

adaçayı gargarası yapıyorum ama taze demlenmiş olmalı. tek demliği akşam sabah olmak üzere 2 defa da kullanıyorum.
papatya çayı buharı da iyi geliyor ama hastalığın yoğun olduğu dönem de burnunu daha çok tahriş edebiliyor. birde aşırı kaynar su solumak da yine burnu tahriş ediyor. ayarlı bir şekilde çekmek lazım ciğerlere.

türkiyede ticaret yapıp para kazanmıyorsa neyin vergisini verecek anlamadım.
vergi kazanılan para üzerinden ödenen bir şeydir. o zaman bütün almancıların gurbetçilerin türkiyede vergi vermesi gerekir. yurtdışında dükkanları işyeri olanlar var.
sonuç: türkiyede para kazanmıyorsa verecek bir vergi yoktur. ssk sı neyin yoksa sağlık falan hizmetlerinden yararlanamaz olsun o kadar.

pembe baytar vergide yeni bir çığır açmış... alakasız.

"çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olan ülkeler"den biriyse (estonya gibi), tr'de vergi vermez. ama bu listede olmayan ülkelerde kazanılan her tür gelir de türk vatandaşlarının beyanını ve vergilendirmeyi gerektirir. "vatandaşlık" tanımı 1. vergi 2. askerliktir. "ben burada kazanmadım sanane" diyemezsin. ancak devletin izin verdigi muafiyetleri kullanırsın. almanya ile 1985'den beri bu muafiyet var mesela (öncesinde de beyan zorunlu oldugu halde gurbetçilerin buna zorlandığını düşünmüyorum ama yasa bunu gerektiriyordu)

(schumacher veya depardieu o paraları kendi ülkelerinde kazanmadıkları halde, yüksek vergiye tabi oldukları için başka ülkelerde yaşamayı ve vatandaşlık almayı seçtiler, örnek olarak)

estonya için şurayı okusun:

www.gib.gov.tr

bi 8 10 yıl önce okuduğum kitaba göre (maliye 1. sınıf muhasebe) vermiyor diye biliyorum. hatta şirket türk şirketi bile olsa orada ödediği vergiyi belgeliyordu yine ödemiyordu orada öderse vs. ama şimdi her şeyden para kazanmaya çalışıyorlar değişmiş olabilir.

507 +1

Mevzuatlari tam bilmeden kafaniza gore "yurtdisinda kazaniyo abi yaaaeee burda niye vergilendirecekmis" diyemezsiniz. Sirf turkiye'de degil, dunya'nin bircok ulkesinde durum bu. Turkiye yine oldukca merhametliymis almanya ile bile muafiyet anlasmasi olduguna gore :)

çifte vergilendirmenin önlenmesi hakkındaki anlaşma diyorki ;

Bir Türkiye mukimi, (b) bendinde kavranan gelirler hariç olmak üzere, bu Anlaşma hükümlerine uygun olarak Estonya’da vergilendirilebilen bir gelir elde ettiğinde, Türkiye, bu geliri vergiden muaf tutacak; ancak, bu kişinin geriye kalan gelirine ilişkin vergiyi hesaplarken, muaf tutulan geliri vergiden muaf değilmiş gibi dikkate alarak bir vergi oranı uygulayabilecektir.

yani estonyada elde ettiğiniz gelirinizin vergisini ödemezsiniz. ama burada yani türkiye de ticari bir faaliyetiniz var ise estonyada elde ettiğiniz gelir de vergi hesaplamasına katılır diyor.

benimde estonyada şirketim var. burada maaşlı çalışanım. üç tane muhasebeciye sordum sağlam bir cevap ile bana gelemediler. şimdilik kulağımın üstüne yatıyorum. zaten öyle dikkat çekici bir gelirim yok. fazla bir gelir olursa o zaman zaten maliyenin dikkatini çeker.

Romada hayatinizda yiyeceginiz en kotu pizzayi da yiyebilirsiniz:/


Piazza navona'nin arkasindaki navona notte guzel. Trastevere'de arkadasim gino diye bi yere goturmustu, hic fena degildi.

Pizza disinda pompiden tiramisu ye, ispanyol merdivenlerinin orada bulabilecegin subesi :)

1-2 yer var daha ama romaya 1 gunlugyne olmaz. Bunlar ideal.

trastevere'de ai marmi olabilir ancak bence pizzayi bosverip sora margherita'yi acik bulabilirseniz ve yer bulabilirseniz mutlaka deneyin.

agacım şimdi tüm italyayı gezmiş ve hala senede 4-5 kez giden birisi olarak söyliyeyim. romada pizza yenmez. deniz mahsülü ve makarna ye derim. roma turistik bir şehir olduğu için fiyatlar kazıktır ve yemekler boktandır.

Trastevere'de Grazia & Graziella var. Mutfagi gayet iyi, fiyatlar makul.

275 çok fazla geldi bana. zaten telefonun ömrü maks. 2 yıldır bundan sonra. doğubankta orjinaline en yakın bataryayı 80 liraya değiştirebilirsiniz. bu da sizi 2 yıl rahatlıkla götürür.

amazondan 15 dolara batarya aldım. 500e yakın olumlu yorum vardı. haftaya falan gelir heralde. youtube'dan da videolara baktım, oldukça basit bir işlem, değiştirmek. bir bak derim.

ben internetten 4s batarya siparişi vermiştim 4 bataryası yollamışlardı internet sakat olabilir.

pil üzerindeki APN numarasının aynı olmasına dikkat edin.
internetten aldığınız piller orjinali gibi olmayacak ama uzun bi süre idare edecektir. memnun kalırsanız yine alırsınız.

Simdii benim de 5Ste o problemim vardi, daha gecen hafta berlin apple storedayydim bu problem icin.

Adam dedi ki 3 sebep var.

1-ya pil olmus, o zaman pil degisecek.
2- power management yapan bi cip varmis, o cip olmus. (Bu durumda garanti kapsamindaysa telefon ucretsiz degisim, granti yoksa ucretli degisim ya da recycle programla eskiyi cok aza saydirip yeni almak)
3-bu cipin kalibrasyonu sasmis olabilir, tekrar kalibre etmek.


Diagnostics filan bisey aciyo, macbooka bagliyo filan. Telefonu hangi gun saat kacta sarj etmissin filan hepsini goruyor sjjsjs kac kere sarj etmissin filan. Vay be demistim. Benimki 1717 full sarj cikti. Adam sok gecirdi bu cycle sayisi cok yuksek diye ve buna ragmen batarya omru %91 diye. Normalde o sayida sarj edilmis bi bataryanin %80 civarlarinda omru kalirmis ama bebinimki cok iyiymis. Pil degismezmis. %75 omru filan kalsaymis pil degistirmeyi teklif edermis.
Sonra bikac seye bakti, mesela ornegin telefonda %80 sarj varken 3 dkligina sarj oluyomus gibi gozukuyomus filan. Boyle boyle anormal grafik. O 3 dkdan sonra 10 dk normal durmus ama sonra yine sarj oluyo gozukuyo filan

Bu ciple olan soruna isaret edermis.
Kalibre edelim, 2 haftada filan anlarsin iyilesme oldu mu olmadi mi dedi. Eger iyilesme olmazsa = cip olmus demek.
Ben daha bi iyilesme hissediyorum.

Ha bu islemleri yaparken telefonun sifirlaniyor, tum bilgiler gidiyor. Backup yapmadan sakin gitme. Bir de ios un son surumune guncelliyolar iste otomarik olarak.

Umarim yardimci olmusumdur.

Cycle Count'u telefonu jailbreak yaparak siz de öğrenebilirsiniz. İkinci el ipad falan alırken aldıktan sonra bakardım. Adamlar sözünün eri çıkardı. 35 cycle count ne la :D Gerçi ürünü sattım. Her neyse. Cycle count 1200'ün üstündeyse batarya performansı gitmiş demektir. Ayrıca iphone şarj optimizasyonu makaleleri var. Bir bakın derim.
Selamlar

Çok teşekkürler herkese :)

5s'lerin bazı serilerinde pil problemi var.

Apple ya pili ya da telefonu değiştiriyor (geçen hafta bir yakınımın telefonunu komple değiştirdiler).

Yani Jail Break filan yapmadan bir apple store'a git.

bazen susuzluktan ağrıyabiliyor. su içmeyi dene.

basörtüsü ya da tülbent gibi bir şey varsa, sıkı bir şekilde sarabilirsin. alın hizasından çember şeklinde saracaksın.

edit. şakaklara baskı yapacak yani. o hizadan.

burnun tıkalı ise burun açıcı sprey , susuz kaldıysan su . ve bol temiz hava

favorim saç çekmek, saç baş yoldurmak hatta